“Kafa Molası” Nedir? Çocuklar Neden Buna İhtiyaç Duyar?

Son çalışmalar, yeni bir bilgi transferi yapılmadan önce verilen bir boşluk olduğunda insanların daha iyi öğrendiğini söylüyor. Bu hipokampüsün (beynin hafızadan sorumlu kısmı) 20-30 dakika sonrasında bunalması yüzünden.

Şunu her zaman yaparım: Bitirmem gereken bir iş vardır – örneğin şu anda yazdığım yazı gibi – oturur uzunca bir süre onunla ilgilenirim ve bir an gelir artık beynim o işi yapmaya odaklanamaz ve kendimi internette gezinirken ya da bambaşka bir şey yaparken bulurum.

Herkesin odaklanmakla ilgili benzer deneyimleri olmuştur; fakat nedense çocuklardan tüm ders boyunca, hatta tüm okul günü tam dikkat kesilmelerini ve derslere yüzde yüz katılım göstermelerini bekleriz. Etkinlikten etkinliğe, dersten derse koşan çocuklarımızın dikkatleri dağıldığında ise kendimizi yetersiz hissederiz. Neden dikkatlerini çekemiyorum? Neden beni dinlemiyorlar? Diye kendimizi sorgularız.

İşte bu noktada Türkçeye “Kafa Molası” olarak çevirdiğim “Brain Break” kavramını sizlerle tanıştırmak ve neden kullanmamız gerektiğini açıklamaya çalışacağım.

“Kafa Molası” nedir?

Kafa molaları 1 – 5 dakikalık, çoğunlukla bedensel hareket içeren, tabiri caizse silkelenmemizi sağlayan aktivitelerdir. Bu minik aktivite ile tekrardan konsantrasyon sağlamamıza yarayacak enerjiyi yüklemiş oluyoruz.

Okumaya devam et ““Kafa Molası” Nedir? Çocuklar Neden Buna İhtiyaç Duyar?”
Share

Okul Öncesinde Okuma Yazmaya Hazırlık Çalışmaları

Okul öncesi eğitim, çocuğun bir üst basamaklara hazırlanmasına katkı sağlayacak şekilde planlanmıştır. İlkokulda başlayacak olan okuma yazma sürecine hazırlık sağlamak da bu amaçlardan biridir. Okul öncesi dönemde eğitimcilerin görevi okuma yazma öğretmek değil, okuma yazma öğrenmeye gerekli alt becerilerin kazanılmasında rol oynamaktır. Çocuğun okuma yazma öğrenirken hazır bulunması ve olgunlaşması esastır. Hazır olmadan yapacağımız okuma yazma öğretimi, okul algısı ile ilgili olumsuzluklar yaşamasına, “yapamıyorum” kaygısı yaşamasına, sesleri yanlış öğrenmesine, yazma ile ilgili olumsuzluklar yaşamasına neden olur.
Okul öncesine çocukların okuma yazmaya hazır bulunmalarını artıracak neler yapılabilir? Okumaya devam et “Okul Öncesinde Okuma Yazmaya Hazırlık Çalışmaları”

Share

Dil Öğreniminde Ödevin Önemi…

Öğrencilerin ve bazen de velilerin korkulu rüyası ev ödevi. Ödev dendiğinde ayaklar geri geri gidiyor nedense. Oysa ödev, bir konuyu pekiştirmenin de en iyi yollarından biri…

Ödevlerin kontrolü sırasında bazı öğrencilerin düğüne vs. gittikleri için veya teyzeler, kuzenler geldiği için ödevlerini yapamadıklarını hatta ebeveynlerin çocukları bu konuda yüreklendirdiklerini duyuyorum. Ödev her şeyden önce çocuğun sorumluluk duygusunu geliştirir. Ödevini yapmak isteyen çocuğa gerekli koşullar sağlanmalı, anne ve babaya yaşamın yoğun temposu içerisinde bu koşulları sağlamak bazen zor gelse de, bu konuda çocuğa destek olunmalı. Okumaya devam et “Dil Öğreniminde Ödevin Önemi…”

Share

Ebeveynlerin Fark Etmeden Yaptıkları 7 Hata

Bu yedi maddeyi iyi okumanızı öneriyoruz. Her ne kadar davranışlarımıza dikkat etsek de bazen işte biz de hata yapıyoruz ve aşağıdaki örnekler de onu gösteriyor. Bu davranışlarla farkında olmadan kötü örnek oluyoruz.

1.TUTARSIZLIKtuttur
Daha dün oyuncak aldığınız çocuğunuza bugün evden çıkarken alışveriş merkezine gittiğinizde bir şey almayacağınızı söylediniz. Alışveriş merkezine gittiğinizde çocuğunuz her gördüğü şeyi istemeye başladı, siz ‘hayır’ dedikçe o ağladı, kendisini yerden yere attı, size vurdu hatta sizi sevmediğini kötü bir anne olduğunuzu herkesin içinde haykırdı. Siz de ‘peki ama bu seferlik, al, al da sus, amann peki peki’ gibi cümleler söyleyip istediği bir şeyi aldınız. İşte o anda çocuğunuza ‘Devamlı ister, ağlar, tutturup onu sevmediğimi söylersem, vurursam annemi bıktırırsam ona istediğimi aldırırım’ı yaşayarak öğrettiniz. Okumaya devam et “Ebeveynlerin Fark Etmeden Yaptıkları 7 Hata”

Share

Yaşayarak Öğrendiklerimizi Unutmayız…

duyu_organlarimizÖğrenme kavramının en yalın tanımı “Yaşantı sonucu oluşan davranış değişikliği” olarak ifade edilebilir. Çocuk doğduğu andan itibaren çevresi ile etkileşimi sonucunda hayat hakkında pek çok bilgiyi öğrenir. Çocuk öğrenmeye meraklıdır. Her şeyi ellemek, tatmak, görmek, işitmek, koklamak ister. Çevresiyle etkileşimi ne kadar zengin olursa o derecede yaşantı kazanmış olur. Yani çocuk fiziksel olarak aktif olduğu, denediği ve keşfettiği zaman öğrenir. Yaşayarak öğrendiğimiz deneyimlerimizi de unutmamız zor olur. Okumaya devam et “Yaşayarak Öğrendiklerimizi Unutmayız…”

Share

Şimdi Okullu Olduk, Sınıfları Doldurduk…

1aÇocuk için okula başlamak yeni bilgiler edineceği yepyeni bir dünyanın başlangıcıdır. Öğrenme ve sosyal yönünün yanı sıra duygusal açıdan da çocuk için büyük bir değişikliktir. İçine doğduğu ilk sosyal çevresi olan ailesinden ayrılarak yeni ilişkiler kuracağı bir gruba girmektedir.

Çocukların kişiliklerinin ve bireyselliklerinin biçimlenmesinde, ev ve okul çevresindeki kişilerle etkileşimlerinin büyük rol oynadığı bu dönem oldukça önemlidir. Bu süreçte çocuklar kadar ebeveynlerde çok heyecanlanır. Günler öncesinden okul hazırlıkları başlar. Çantalar, kıyafetler alınır. Okul hayatıyla yeni tanışacak çocuk ve ebeveynler için yaşanan bu tatlı heyecanın yanı sıra birçok belirsizlik de vardır; ‘Çocuğum ilk gün ağlayacak mı?’ Arkadaşları ile uyum sağlayacak mı? ‘Sorumluluklarını yerine getirebilecek mi?’ gibi pek çok soru ailelerin kafasını meşgul eder. Okumaya devam et “Şimdi Okullu Olduk, Sınıfları Doldurduk…”

Share

Yazın Öğrenmeye Ara Verince Neler Oluyor?

Çocukların iple çektiği yaz tatilinde eğer gerekli tekrar aktiviteleri ya da yeni öğrenme ortamları sağlanmazsa, neler olabileceğini aşağıdaki istatistiklerde de görebiliyoruz. Zaten hepimizin bildiği öğrenmeye ara verilince öğrendiklerinizi unutursunuz gerçeğinin rakamlarla ortaya konulduğu bu çalışmada aslında durumun sandığımızdan daha ciddi olduğu çok açık.

Öyleyse ne yapmalıyız?

Sene içinde verilen emeklerin büyük oranlarda çöpe gitmesini bir nebze olsa da engelleyebilir miyiz?

Hem de tatilin keyfini çıkarmaya ara vermeden?

Yaz Tatili Süresince Öğrenme Kaybını Engellemek için 10 Öneri:

Aşağıdaki tabloda haftada 2-3 saatin öğrenme kaybını önlemek için yeterli süre olduğunu söylüyor. Bunu günde 20 dakika olarak düşünelim. Küçük çocuklar için 20 dakikayı da 10’ar dakika olarak ikiye bölebilirsiniz.

Günde 20 dakika ile bu tabloya meydan okuyabilirsiniz!

Peki deniz, kum, güneş ve oyundan 20 dakika bile olsa uzaklaşmaları için ne yapabiliriz?

İşte size birkaç öneri:

5parmaktesyeniyislah1. Her gün en az 10 dakika kitap okuduğundan emin olun. Bundan keyif alması için doğru kitabı seçmesine yardımcı olabilirsiniz. Okuduğu şey ona keyif vermiyorsa bir işkenceye dönüşür! 5 Parmak Testini görmek için resmin üstüne tıkayın.

a2. Bir araştırmaya göre günde 20 dakika kitap okuyan bir çocuk, 6. sınıfın sonuna geldiğinde 1.800.000 kelime öğrenmiş oluyor! Her yerde kolaylıkla bulabileceğiniz mutfak zamanlayıcıları ile bu aktiviteye biraz motivasyon ekleyebilirsiniz.

3. Okumayı sadece kitaplarla sınırlandırmak durumunda değilsiniz tabii, raflarda birbirinden ilginç ve eğitici dergiler de mevcut!

4. Pasif zamanları değerlendirin! Arabada, plajda ya da yemeği beklerken, okuldan eve getirdiği ders kitaplarından ya da defterlerinden birini çocuğunuza verebilir ve göz atmasını isteyebilirsiniz.

5. En iyi tekrar yöntemlerinden biri ANLATMAKTIR. Göz gezdirdiği yerlerden size ilginç olanları anlatmasını isteyebilirsiniz ya da bir soru sorarak hafızasını tazelemesini.

6. Tabloda matematikle ilgili acı gerçekleri gördük. Matematiği her fırsatta hayata katmaya çalışın. Bu etrafınızdaki nesneleri saymak da olabilir, yemek sırasında basit bir problem yaratıp çözmeye çalışmak da! Aşağıdaki internet sitesi eğlenceli matematik oyunlarıyla dolu, bir göz atmak isteyebilirsiniz.

b

7. Kulağa sıkıcı gelebilir ama bir günlük tutmasını sağlayın. Eğer böyle bir ödevi varsa ne ala; yoksa da her gün yazması bir zorunluluk değil, istediği zaman yazmasını sağlayın. Bugün bunu yaptım yerine, o gün olan en ilginç olayı anlatmasını ya da öğrendiği bir bilgiyi paylaşmasını isteyin. Ayrıca günlükler hedefleri yazmak için de bir araç olabilir. Bugün şunu gördüm ve yaz sonunda bununla ilgili şunu yapacağım gibi.

8. Araştırmalar yaz süresince haftada bir kez yapılan yaratıcı yazı çalışmalarının önemini vurguluyor. Bu linki tıklayarak, yabancı kaynaklardan derlenmiş birbirinden harika yazı yazma örneklerine ulaşabilirsiniz!

9. Haftada en az bir geceyi ‘oyun’ gecesi ilan edin. Scrabble, Bingo, Adam Asmaca ya da kart oyunları gibi oyunlar oynayın. Oynadığınız tüm oyunlar eğitici olsun – çocukların bunu bilmesine gerek yok!

10. Çocuğunuzun okula döndüğünde anlatacak hikayeler topladığından emin olun. Yaza eğlence katın, farklı yerler gezin, araştırmalar yapın. Bunları günlüğüne yazmasını isteyin, yanına da o günü temsil eden minik bir resim yapmasını isterseniz yaz tatilinde sanatçı ruhun yanınızdan ayrılmamasını da sağlamış olursunuz.

Yasemin İSLAH
İngilizce Öğretmeni, Öğretmen Eğitmeni

KALEV İlkokulu

yazin

Share

Tiyatronun Çocuk Üstündeki Etkileri

Theater stage with red curtain and masks vector illustration

Tiyatro kelimesi Yunanca “Theatron” yani seyirlik alan kelimesinden gelmektedir. Dilimize ise İtalyanca “Teatro” kelimesinden geçmiştir. Tiyatro; bir sahnede bir olayın oyuncuların jest ve mimikleriyle sergilenmesidir ve bir sahne sanatıdır. Hümanist bakış açısına göre tiyatro insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatıdır.

Tiyatronun tarihi M.Ö. 10000’lere dayanmaktadır. O dönem insanlarının mağara duvarlarına yapmış oldukları resimlersen bunu anlamaktayız. O dönemde insanlar mağaralarda komün hayat yaşamaktadırlar. Erkekler avlanmak için dışarı çıkıp avlandıktan sonra mağarada avlanma olayının nasıl gerçekleştiğini göstermek amacıyla bu olayı sergilerler. İlk kostümler ise bu avlanma olayındaki avlanan hayvanın postları olmuştur. Okumaya devam et “Tiyatronun Çocuk Üstündeki Etkileri”

Share

Resimli Kitaplarla İngilizce Öğrenmek…

resimlikitaplarla1Her yıl binlerce resimli çocuk kitabı basılıyor ve baktığınızda kitapçılardaki çocuk bölümleri, en iyi ressamlar tarafından hazırlanan eski ya da yeni sevilen kitapların muhteşem seçeneklerini sunuyor. Ana dili İngilizce olup da bu kitapların tadını çıkaran çocukların yararlandığı bu olanaktan İngilizceyi ek bir dil olarak öğrenen küçük çocukların da yararlanmaması için hiçbir neden yoktur. Fakat yabancı kaynaklar ana dili İngilizce olan çocuklara yönelik hazırlandıkları için kitap seçiminde biraz dikkatli davranmak gerekiyor. Yani çocuğunuzun yaşına uygun gibi görünen bir kitap İngilizce seviyesi olarak yüksek olabiliyor. Bu yüzden çocuğunuzun yaşına göre değil de kitabın içeriğine göre seçim yapmanız faydalı olacaktır. Kitabın mutlaka içine bir göz atın, kelime ve cümle seçimlerine bakın; okuduğunuzda anlayabilecek mi onu tartın. Bazen kitaptaki cümleler, kelimeler direkt okuduğunuzda anlaşılması zor olabilir, ama bu kez siz okuduktan sonra sadeleştirerek tekrar anlatım yapabilirsiniz. Ya da okumayıp, resimler üzerinden anlatım yapabilir, görseller üstünden konuşabilirsiniz. Ama İngilizceden Türkçeye çeviri yapmadığınızdan emin olun. Çeviri yapmak, çocuğu Türkçe düşünmeye yönlendirecektir. Okumaya devam et “Resimli Kitaplarla İngilizce Öğrenmek…”

Share

Being Bilingual…

bilingual-futureA recent article in the New York Times reported that bilingual children even have superior social skills when compared to their single-language learning peers. By learning two languages, we are providing the brain with opportunities to build executive functioning and working memory skills, which are the foundational skills underlying organization, focus, and reading abilities. These are the skills that help a child succeed in reading, writing and problem solving tasks.

Supporting your child at home making English part of your everyday life

If you know English you need to create an English environment and lifestyle, as much as possible . Even if you don’t speak your child’s new language, you can continue to support your child at home. Learn with your child, so that you can point out things throughout the day, and allow your child to be the teacher. Okumaya devam et “Being Bilingual…”

Share