Çiçekler Açıyor Dışarıda; Bizi Güçlendiriyorsun Karantina…

Günlük yaşam rutinlerimizin değiştiği, hayatlarımızda ilk kez deneyimlediğimiz, belirsizliği ve öngörülemezliği ile zorlu bir süreçten geçiyoruz. Sosyal mesafelendirme önlemleri gereği rutin haline gelmiş alışkanlıklarımızı sürdüremiyor oluşumuz ve salgının seyrinin ve olası sonuçlarının ne yönde gelişeceğini bilmeyişimiz ile doğamız gereği ihtiyaç duyduğumuz belirlilik, özgür hareket etme, kontrol gibi deneyimlerimiz sınırlandırılmış durumda. Bununla birlikte artan belirsizliğin yol açtığı korku, kaygı, panik ve stres deneyimleri bizlerin ve çocuklarımızın ruhsal sağlığı için de risk oluşturuyor. Biliyoruz ki yetişkinler olarak bizlerin bu süreci karşılama şekli, yapılması gerekenlere uyumlanma tarzı ve baş etme becerileri, çocuklarımızın olanları doğru değerlendirebilmeleri, meraklarını kaygıya dönüştürmeden sorularına cevap alabilmeleri ve bunun geçici bir dönem olduğunu fark edip moral bulmaları açısından oldukça önemli. Bu sebeple aşağıda, olumsuz durum ve duygulanımlarla karşı karşıya kaldığımızda en iyi çıkış yolunun olanları ve hislerimizi yok saymadan, onların tam da içinden geçiyor olduğunun bilinciyle derlediğim, bu süreçte çocukların ruhsal sağlığını korumak adına sizlere yardımcı olabileceğini düşündüğüm bazı öneriler yer almakta.

Salgın Sürecinde Çocukların Ruhsal Sağlıklarını Korumak için Öneriler

Okumaya devam et “Çiçekler Açıyor Dışarıda; Bizi Güçlendiriyorsun Karantina…”
Share

Erken Çocukluk Dönemi Resim ve Aile Tutumları…

Belki de insan, varoluşunun en büyük devrimini kurgu yeteneğini keşfetmek ile başlatmıştır…

Filmi birazcık daha ileri sararsak; Pablo Picasso’yu çizdiği balık resmi balığa benzemediği için yargılayan, Michel Foucault’a “Bu bir pipo değildir” kitabını yazdıran, Antoine de Saint-Exupéry’e bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyasını anlattıran (veya tam tersi) şey ne ise konumuz da tam olarak o!

Çocuğun resimlerindeki ifade zenginliği, yaşama ilişkin görgü ve edinilen bilgilerle yakından bağlantılıdır. Görsel algılama, çocuğun diğer duyuşsal, bilişsel becerilerine göre en etkili olanıdır. Birçok eğitimci ve araştırmacının saptadığı gelişim kuramları, çoğunlukla çocuk resimleri üzerinde yapılan sayısal gözlem ve incelemeye dayanmaktadır. Bu nedenle saptanan çizgisel özellikler her kuramda hemen hemen aynıdır. Ancak araştırmacıların ayrıldıkları nokta, bu çizgilerin oluşum biçimleri üzerindedir; bu biçimlerin zihinsel bir soyutlama sonucu kavramlarına mı bağlı, yoksa doğrudan görsel algılarına mı bağlı olduğudur. Yani çocuk bildiğini mi çizer, gördüğünü mü? Yapılan deneyler ve araştırmalar çocukların hem gördüklerini hem de bildiklerini çizdiklerini gösterir.

Küçük çocuklarda tam bir kavram oluşmadığı için çizgileri her ne kadar bir soyutlama gibi görünse de algılarına bağlı anlık izlenimlerin etkisini taşır. Çocuk büyüdükçe resimleri algısal kavramsal bir süreci yansıtır. (Kırışoğlu, 1998)

Okumaya devam et “Erken Çocukluk Dönemi Resim ve Aile Tutumları…”
Share

Engel mi? Fırsat mı?

Bir an için gözlerinizi kapatın ve kuş cıvıltılarının, şelalelerin şırıltısının kulağınıza çalındığı, yabani çiçeklerin mis gibi kokularının içinizi açtığı ve güneşin üzerinizi kaplayan sımsıkı ağaç dallarından fırsat bulup teninize değdiği bir orman yürüyüşü yaptığınızı hayal edin. Bu yolculuğunuzda yanınızda olmasını dilediğiniz kişiler de olsun anneniz, babanız belki eşiniz. Bu tatlı sakin yürüyüşünüz sırasında ağaçların arasında ışıldayan bir şey olduğunu fark ettiniz ve oraya doğru yöneldiniz. Tam ışıltının olduğu yere ulaşacakken, ayağınız kaydı ve derin bir çukura düştünüz. Şimdi burada 2 ihtimal düşünelim. Ya birinin gelip sizi oradan çıkarmasını beklersiniz, ya zaten yanınızdaki kişinin yokluğunuzu fark edeceğini biliyorsunuzdur ama yine de o gelene kadar kurtulmak için çabalarsınız. İlk ihtimalde biri sizi gelip kurtardığında hiçbir deneyim elde edemezsiniz ve yaptığınız hiçbir yolculuğa devamında tek başınıza çıkamazsınız. Her takıldığınız engelde bir kurtarıcı beklersiniz ve yanınızdaki kişiden ayrılmaya cesaret edemez ve ağaçların arasındaki gizemli ışıltıyı keşfedemezsiniz. İkinci ihtimalde ise sizi bulmaya geleceklerini bilirsiniz ama yine de kurtulmaya çabalarsınız. Belki elleriniz kanar, birkaç kere daha düşersiniz, canınız yanar ama bir çukura düştüğünüzde nasıl çıkmanız gerektiğini öğrenir ve yalnız yolculuklara da çıkmaya cesaret edersiniz. Çıkamadınız mı? Olsun denediniz ve güçlendiniz, sınırlarınızı öğrendiniz ve yanınızdaki kişi sizin kurtulmanıza destek oldu. Ama artık cesaretlisiniz hangi büyüklükteki çukurdan çıkabileceğinizi biliyorsunuz. Bu yolculukta çok fazla takılıp düşeceksiniz ve denedikçe güçleneceksiniz. Zamanla tek başınıza da yola çıkacak gizemli ışıltıları keşfedeceksiniz.

Okumaya devam et “Engel mi? Fırsat mı?”
Share