Sosyal Etkinlik Candır…

Eğitim, bireyi topluma kazandırmak ve hayata hazırlamaktır. Bunları yaparken çocuklarımızın düşünen, eleştiren, sorgulayan, bireyler olmalarına da önem vermek; tabii bunun yanında toplum olarak ihtiyacımız olan sosyal birey algısını da oluşturmak gerekir.

Çocuklarımıza bütün bu olumlu özellikleri kazandırmak için onları okulda sosyal aktivitelerle buluşturmanın yanı sıra sosyal yaşamda da sanatla, sporla ve müzikle buluşturmak için aile ve öğretmenlerine önemli görevler düşüyor. Sosyal etkinlikler bu sürecin en önemli yapıtaşıdır. Bireye birey olma yolunda kazandıracağı çok önemli kazanımları vardır.

Sosyal etkinliğe katılan çocuklarda ne gibi gelişmeler olur?

• İletişim becerileri kuvvetli olur.
• Özgüvenleri artar.
• Yapabilirliklerini farkına vardıkları için öz farkındalıkları gelişir.
• Sorumluluk almaktan çekinmezler. Sorumluluklarını yerine getirmekte daha yeteneklidirler.
• Topluma, toplumsal olaylara daha duyarlı olurlar.
• Daha programlı olurlar. Zaman yönetimi konusunda daha verimlidirler..
• Daha pozitif ve objektiftirler.
• Öz denetimleri gelişir.
• Anlama, kavrama, uygulama, analiz, sentez basamaklarında gelişmeler görülür.
• Tüm bunların yanında takım olmak, birey olmak kavramlarını öğrenirler. Toplumsal uyumda daha az sorun yaşarlar.

Tüm bunlarla birlikte daha mutlu bir birey olurlar.

Anne – baba olarak çocuğumuza yapacağımız en önemli yatırım ve yardım iyi bir eğitim ve bunun yanında ileride yapabileceği bir hobisi olması adına yol gösterici olmaktır.

Fatma PEKTAŞ SELAMİ
Sınıf Öğretmeni

KALEV İlkokulu

Share

Çocuğunuzla Yapabileceğiniz 10 ‘Doğa’l Etkinlik

1. Doğa Yürüyüşüne Çıkın
Çocuğunuzla doğa yürüyüşüne çıkın. Korkmayın! Ne kadar sevdiklerine inanamayacaksınız. O gün yorulsa ve zorlansa bile, doğada olduğu günler büyüdüğü zaman aklında kalacak olan anılardan olacaktır.

Çınar ve 7. Yürüyüşünden Bir Kare

6-8 yaş aralığında çocuğunuzla kısa olarak tabir edebileceğimiz 8-10km’yi bulan doğa yürüyüşleri gerçekleştirebilirsiniz. Ancak sık sık durmaya hazırlıklı olun. Hemen olmasa bile alıştığınız zaman bu kilometreler size kısa gelmeye başlayacaktır. Şehirde parklarda yapacağınız yürüyüşlerle de çocuğunuzu alıştırabilirsiniz.

8-12 yaş aralığında ise bir çocuk standart bir 10-15km arası doğa yürüyüşünü rahatlıkla yapabilir. Hatta örneklerim bile var; mesela yaz kış demeden bize katılan Çınar. Babası her hafta sonu yürüyüşe çıkar. Ama bu sene bir değişiklik yaptı ve yürüyüşlere oğlunu da getirmeye başladı. Çınar ilk defa karda 16km yürüdüğünde benim yanımdaydı ve bu onun 5. doğa yürüyüşüydü. Otobüse ulaştığımızda yüzündeki başarma duygusunu görmenizi dilerdim: Yaptım! Hem de karda, hem de 16 km!

Ve Çınar sadece 9 yaşında…

Evet, doğada olmak çok güzel ancak bunun şakaya gelmeyeceğini de bilmemiz gerek. Bunun için malzemelerinizi sağlam tutmakta ve profesyonel bir rehberlik almanızda fayda var. Bizim bölgemiz için konuşursak, Marmara Bölgesi ve civarında günübirlik doğa yürüyüşü turları yapılmakta. Okumaya devam et “Çocuğunuzla Yapabileceğiniz 10 ‘Doğa’l Etkinlik”

Share

Çocuğum Dışlanıyor Ne Yapmalıyım?

Arkadaş ilişkileri çocukların gelişiminde büyük rol oynar. Aileden sonra yoğun etkileşime girdiği ilk kişiler arkadaşlarıdır.

Sosyal çevre ve gelişimi arttıkça daha çok arkadaş ihtiyacı duyar. İlkokula başlaması ile gruba dahil olma, lider olma isteği, popüler olma isteği artar. Bu sayede çocuk beğenildiğini hisseder. Kabul gördüğü durumlarda mutlu olur. Reddedildiğinde kızar, üzülür, içe döner. Bu durumda çocuk eve mutsuz gelir. Anne ve babalar çeşitli çözümler bulmaya çalışır. Zaman zaman onlarla üzülen anne baba, bu durumun sürekli olacağını düşünür ve kaygı duyar. Oysa ki küçük ip uçları ile çocuğumuza büyük yardımlar yapabiliriz. Okumaya devam et “Çocuğum Dışlanıyor Ne Yapmalıyım?”

Share

Çocuklarda Zeka Geliştiren Dört Oyun

Birazdan okuyacağınız dört oyun sayesinde hem çocuklarınızla kaliteli, eğlenceli zaman geçireceksiniz hem de zeka gelişimlerine katkıda bulunacaksınız.

1. Bil bakalım kaç tane?
Bu oyunla çocukların tahmin becerisini geliştirmeye destek olabilirsiniz.

zekaŞeffaf bir kavanoz bulun ve içine deniz kabukları, çakıl taşı, ataş gibi küçük nesneleri karışık olarak koyun. Kavanozu çocuğunuza göstererek içinde kaç tane nesne olduğunu tahmin etmesini isteyin. Bir tahmin yaptıktan sonra kavanozun içindeki bir tepsiye boşaltın ve birlikte sayın. Bakın bakalım ne kadar doğru bir tahmin yapmış. Oyunu kolaylaştırmak için nesneleri azaltabilirsiniz veya zorlaştırmak için nesneleri çoğaltabilirsiniz. Kavanoza eklemek için bakliyatları da kullanabilirsiniz. Okumaya devam et “Çocuklarda Zeka Geliştiren Dört Oyun”

Share

Çocuğunuz spor yapsın istiyorsanız…

Her şeyden önemlisi, şunu bilmelisiniz ki ebeveynler spor yaparsa çocuklar da yapar.

anne-kiz-sporÇocuklarımızın egzersiz yapmasını istiyorsak, onların bu tip işlerden mutlaka keyif alması ve giderken istekli olması beklenir. Öncelikli olarak çocuğunun o sporu sevmesi, eğer sevmiyorsa çocuğa bu sporu sevdirebilmenin yollarının aranması gerekir. Eğer her şeye rağmen, çocuğunuz bu sporu sevmediyse ona başka bir sporu deneme fırsatı verilmesi gerekir. Biliyorsunuz ki çocuklarımız da bizim gibi sevmediği işleri çok zor yaparlar. Okumaya devam et “Çocuğunuz spor yapsın istiyorsanız…”

Share

Ne sıcak, ne soğuk… Serin Olmak…

1Bu sözü yıllar önce Gazi Mahallesinde Baba Destek Programı uygulanırken duyduğumdan beri aklımın hep bir tarafında tutarım. Bu sözü söyleyen, 60’lı yaşlarda, okuma yazma bilmeyen ve 6 yaşındaki oğlu için ısrarla eğitime devam eden Ali amcadan duydum. Ali amca konuşkan bir katılımcıydı ve ne vakit söz alsa eğitimci bir türlü toparlayamıyor ve Ali amcanın sözünü kesmek durumunda kalıyordu. Sözünün kesildiği anlardan birinde Ali amca sinirlendi ve sesini de biraz yükselterek “Hoca, hoca eşle, çocukla serin olacan diyorum, serin” dedi.

Aslında Ali amca, gelişim psikolojisi ve aile eğitimleri literatürünü, bir cümle ile özetlemiş ve saptamasını yapmıştı. Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın kültürlerarası psikoloji alanında ödül almasına temel teşkil eden “ Özerk İlişkisel Benlik Kuramı” nın kısa bir özeti gibi bu cümle.* (Çiğdem hanım bu sözüme ne der, nasıl yorumlar merak ediyorum.)

Özerk İlişkisel Benlik Kuramını tanıtabilmek için öncelikle kavramları biraz açmak gerekiyor. Çocuğun benlik gelişiminde iki temel dinamikten bahsedilebilir. Bunlardan ilki anne baba sevgisi, diğeri ise anne baba denetimi. Okumaya devam et “Ne sıcak, ne soğuk… Serin Olmak…”

Share

Şimdi Okullu Olduk, Sınıfları Doldurduk…

1aÇocuk için okula başlamak yeni bilgiler edineceği yepyeni bir dünyanın başlangıcıdır. Öğrenme ve sosyal yönünün yanı sıra duygusal açıdan da çocuk için büyük bir değişikliktir. İçine doğduğu ilk sosyal çevresi olan ailesinden ayrılarak yeni ilişkiler kuracağı bir gruba girmektedir.

Çocukların kişiliklerinin ve bireyselliklerinin biçimlenmesinde, ev ve okul çevresindeki kişilerle etkileşimlerinin büyük rol oynadığı bu dönem oldukça önemlidir. Bu süreçte çocuklar kadar ebeveynlerde çok heyecanlanır. Günler öncesinden okul hazırlıkları başlar. Çantalar, kıyafetler alınır. Okul hayatıyla yeni tanışacak çocuk ve ebeveynler için yaşanan bu tatlı heyecanın yanı sıra birçok belirsizlik de vardır; ‘Çocuğum ilk gün ağlayacak mı?’ Arkadaşları ile uyum sağlayacak mı? ‘Sorumluluklarını yerine getirebilecek mi?’ gibi pek çok soru ailelerin kafasını meşgul eder. Okumaya devam et “Şimdi Okullu Olduk, Sınıfları Doldurduk…”

Share

Abur Cubur… Hapur Hupur…

okulGünümüz çocuklarının beslenme alışkanlıklarını oldukça etkileyen ve çok az kişinin değindiği bir etken vardır; son yıllarda aile yapıları ve çalışma alışkanlıklarında yaşanan değişimler. İnsanlık tarihi boyunca yemek yemek önemli bir toplumsal olaydır ve yemek geleneklerine halen önem veren ülkelerde yemekten alınan lezzet, yeme koşulları ile ilişkilendirilmiştir: hazırlama ve sunum, aile toplantıları ve sofra sohbetleri… Ancak gelişmiş uluslarda yemeğin hazırlanması yalnızca paketi açmak ve gerekiyorsa mikrodalgayı çalıştırmaktan ibaret hale geldikçe, yemek yemek giderek yalnız başına yapılan bir aktiviteye dönmüştür.

2005 yılında Birleşik Krallık’ta 2000 aileye uygulanan bir anket, ailelerden %20’ sinin birlikte hiç sofraya oturmamış olduğunu (!), geri kalanların dörtte üçününse yemeklerini televizyon izlerken yediğini ortaya çıkardı. Daha da ötesi, çoğunlukla aile fertleri aynı televizyonu bile izlemiyorlardı. Birlikte yemek yemekten yalnız yemek başına yemeye doğru bu toplumsal değişim, elektrik hızıyla gerçekleşen birçok başka kültürel değişimin ikincil etkisi olarak neredeyse yorum yapmaya bile izin vermeyecek kadar kısa sürede gerçekleşti. Okumaya devam et “Abur Cubur… Hapur Hupur…”

Share

Değerler Eğitiminde Ailenin Rolü…

degerler (1)Okul öncesi dönem, çocukların değerler eğitiminin temelinin atıldığı en önemli dönem olma özelliğindedir. Değerler değişmez ilkeler olmakla beraber yaşanılan çevre, kültürel özellikler, deneyimler, eğitim gibi pek çok değişkenle farklılığa uğrayabilmektedir.

degerler (3)İyi bir değerler eğitiminin akademik başarıyı da etkilediği, yapılan araştırmalar sonucu görülmüştür. Eğer bir çocuğun okula başladığında sorumluluk, kendini kontrol gibi kişilik özelliklerinde uygun gelişme varsa, okul başarısının da olumlu etkilendiği görülmektedir. Saygı, sevgi gibi değerler ise çocuğun sosyal yaşamını etkileyen ve gelişimini sağlayan değerler olarak görülmektedir. Okumaya devam et “Değerler Eğitiminde Ailenin Rolü…”

Share

Çocukların Sorumluluk Kavramını Öğrenmesi için Küçük İpuçları…

Sorumluluk nedir? Kişinin kendine ve başkalarına karşı yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini, zamanında yerine getirmesi bilincidir. Çok küçük yaştan itibaren öğrenilen ve gelişen bir beceridir.

sorumluluk (3)Acaba nasıl sorumluluk sahibi bireyler yetiştirebiliriz?

Öncelikle okul öncesi dönemde küçük ipuçları ile önemli davranış kazanımları ya da davranış değişiklikleri yaratabiliriz.

Peki nasıl? Okumaya devam et “Çocukların Sorumluluk Kavramını Öğrenmesi için Küçük İpuçları…”

Share