Merhaba! Ben bir öğretmenim.
Siz ise bu satırları okuyan bir ebeveyn olabilirsiniz. Çocuğunu önemseyen ve onun için her şeyin en iyisini isteyen, ona çok ama çok değer veren bir ebeveyn. Okulda keyifli vakit geçirirken, aynı zamanda sınavlardan en yüksek notları alsın; sorunlarla muntazam şekilde baş edebilirken, aynı zamanda arkadaş edinmede hiç zorluk yaşamasın isteyen özverili bir ebeveyn.
Size iyi bir haberim var, ben de öğrencilerim için aynen bunları istiyorum.
Öğretmenler bu yüzden hayatlarının önemli bir kısmını çocuklarla geçiriyor ve kendilerini onlara adıyor. Çünkü çocuklara değer veriyorlar. Hiçbir öğretmenden ‘Ben bu işi para için yapıyorum’ dediğini duymayışınızın nedeni de budur.
Bu yüzden size ‘öğretmeniniz her ne söylüyorsa öncelikle çocuğunuzun iyiliğini gözettiği içindir’ dediğimde bana güvenin. Biz de çocuğunuz için en iyisini istiyoruz. Ve bir kez bize güvendiğinizde çocuğunuzun yaşamına dokunacak inanılmaz şeyler yapabildiğimizi görürsünüz.
Fakat ebeveynlerin çoğunlukla akıllarında bambaşka şeylerle bize geldiğini görüyorum. Hatta maalesef öğretmenin düşman olduğu bir bakış açısıyla: Vaktinin çoğunu çocuğun mutluluğunu sabote ederek harcayan ve ona 90 değil de 89 veren ya da kabahati olmayan çocuğa yok yere ceza veren ve sınıfta dışlanmasına sebep olan bir düşman.
Bir öğrencim ve ebeveyni ile oturuyorum: ‘Çocuğunuz şunu yaptı…’
Veli dönüp çocuğa şunu soruyor: ‘Bu doğru mu?’
Tabii doğru. Uyduruyor değilim ya! Çocuğunuzun yanlış bir şey yapmış olmasından ve bunu dile getiriyor olmaktan keyif almıyorum. Tam tersi; bu beni başarısız olmuş ya da yetersiz hissettiriyor. Fakat şunu da iyi biliyoruz ki, çocuklar yaşadıkları zorluklardan çok şey öğreniyorlar. Tabii sorunlarıyla yüzleşmelerine izin verilirse… Sorunlarla karşılaşmadan tüm suç öğretmene mal edildiğinde ve yaptığının ne olduğunu bile anlamadan problemler önünden süpürülüp gittiğinde çocuk aynı hatayı yinelemekten geri durmayacaktır.
Ayrıca bu durumda ailesinin saygısını kazanamamış görünen öğretmenin, çocuğun saygısını kazanması da çok zorlaşıyor.
Çocuğun saygısını kazanamayan öğretmenin ona bir şeyler katması, kazandırması ve öğretmesi ise nerdeyse imkansız oluyor.
Öğretmenler de diğer herkes gibi mükemmelden uzaklar. Tabii ki hata yapabiliriz.
Peki, çocuğunuzdan duyduğunuz bir cümle üzerine virgülsüz mailler yazmak yerine bize bir telefon açsanız ve ‘Merhaba, oğlum – kızım bugün sınıfta böyle bir şey olduğunu söyledi. Her hikayenin iki tarafı olduğunu biliyorum, bu yüzden sizden de neler olduğunu duymayı isterim’ deseniz?
Böylelikle sizinle sohbet eder ve ortak paydamız olan çocuğun yararına bir adım atmış oluruz.
Onu dünyadaki herkesten daha çok sevdiğinizi ve onun için en iyisini istediğinizi biliyorum. Bu yüzden bize güvenmelisiniz; bu bizim işimiz.
İşte bu yüzden her öğretmenin söylediği bir şeyi tekrar söylemek istiyorum: Bizim partnerimiz olun. Sınıfımızın bir parçası olun, çocuklarımızla yeteneklerinizi paylaşın ve öğrenme yolculuğumuza katılın. Endişelerinizi anlıyoruz; ama bize asıl gerekli olan sizin cesaretiniz.
Sizi her zaman aramızda görmek isteriz. Sadece üstümüzden uçarken değil.
Helikopterler çok gürültülü olabiliyor.
Yazan: Trevor Muir
Kaynak: https://www.weareteachers.com/helicopter-parents-please-stop/
Derleyen: Yasemin Islah