Sorun Çocukta Değil Onu Yanlış Anlayan Ya Da Hiç Anlayamayanlarda…

Biraz tombuldu. Kocaman güzel gözleri vardı. Bütün sınıfı parmağında oynatabilecek bir zekaya sahipti fakat arkadaşlarıyla arası pek iyi değildi. Rehber öğretmen, sınıf öğretmeni, müdür yardımcısı ve ailesi seferber olmuştu onu düzeltebilmek için. Çünkü o hırçındı. Arkadaşlarını döven, öğretmenine karşı gelen, annesini çileden çıkaran ve babasını çaresiz bırakan bir çocuktu.

Öğretmeninin canına tak ettiğinden, ona karşı kabul çizgisi bir hayli düşmüştü. Müdür yardımcısı, evde kuralların daha net ve katı olması gerektiğini, rehber öğretmen, bu kuralların devamlılığının olması gerektiğini ve anne ile babanın muhakkak işbirliği içinde olması gerektiğini söylüyor… her kafadan bir ses çocuğun hayatını biraz daha kısıtlamaya kalkışıyor ama aslında ihtiyacı olan temel noktayı gözlerinden kaçırıyorlardı.

Yetenekliydi o… Muazzam bir resim çizebilme kabiliyeti vardı. Duygularını çok rahat ifade edebildiği bir yöntemdi bu. Babası bunu bilmiyordu. Ona son teknoloji araç ve gereçleri alıyordu, nasıl resim yaptığının pek bir önemi yoktu.

Bugün bir tiyatro metnini eline verip hangi karakteri canlandıracağını söyleseniz yarın size en iyi oyunculara taş çıkartacak bir performansla rolüne hazırlanmış gelirdi. Annesi  bu durumun farkında bile değildi. Son moda kıyafetleri onun dolabına dizmişti, içi rahattı. Nasılsa oyuncu olmayacaktı.

Yeni aldığı tokalar ona çok yakışırdı. Kıvır kıvır saçları vardı ama kimse onun ne kadar güzel olduğunu ona söylemezdi. Şişmanlar güzel olamazdı. Arkadaşları böyle bilirdi.

Bir fille yarışabilecek sözel ve görsel hafızası olmasına rağmen derslerde takdir edilmek yerine daha çok ‘Sus kızım, yapma kızım, yeter kızım!’ları duyuyordu.

Her zaman haklılın yanında, her daim hakkını yüksek sesle savunan, kalbini mantığının üzerine koymuş zehir gibi bir çocuktu.

Bıkmıştı kendini değersiz, çirkin ve sorunlu hissetmekten. Yaptığı her olumsuz davranış aslında onun karşısındakilere anladıkları dilden kendini ifade etme biçimiydi. Sorun onda değil onu yanlış anlayan ya da hiç anlayamayanlardaydı. Göze batıyordu. Oysa onun tek derdi göze girebilmekti. Asıl istediği biraz ilgi, gerçek sevgi ve takdirdi.

Fatma EVİRGEN
İngilizce Öğretmeni
KALEV Eğitim Kurumları

Share