Kardeşim doğdu !!!!!!

kardes_kiskancligiKıskançlık, kızgınlık sonucu oluşan, insanlara yönelik bir içerleme tutumu olarak tanımlanabilir. Beklenen ilgi, sevgi ve şefkat eksikliğine verilen bir yanıttır. Kıskançlığı oluşturan ortam çoğu kez toplumsal içerikli olup, özellikle çocuğun sevdiği kişileri kapsar.

Kıskançlık doğal bir duygudur, sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. Bazı araştırmalara göre kıskançlığın içgüdüsel, yani doğuştan getirdiğimiz genlerimize şifrelenmiş olduğu ileri sürülmektedir. Yaşamın her döneminde görülebilen bu duygu çocuklukta biraz daha yoğun yaşanabilir. Bu duyguyla ilk tanışma, bazı gelişim kuramcılarına göre iki yaş civarında babanın çocuk tarafından tanınmasıyla anneyi paylaşamama üzerine başlar. Bu gelişim evresinin üzerine aileye yeni katılan bir kardeşin dünyaya gelmesiyle ilk çocukta bir takım duygu ve davranış bozuklukları gözlemlenebilir. E ne de olsa kardeş kardeşin kumasıdır… Okumaya devam et “Kardeşim doğdu !!!!!!”

Share

Efsane Avcılığı: İki Dilli Çocuk Yetiştirmek

efsaneKüçük yaşta dil eğitimi söz konusu olunca ebeveynlerden genellikle ikinci bir dili öğretmenin en uygun yaşı nedir sorusu gelir ki, biz eğitimciler bunun anne karnında bile başlayabileceğini söyler ve ne kadar erken o kadar iyi olduğunun altını çizeriz. Bunun üzerine hemen şu sorular gelir: Peki biz şu dili öğretirken onun anadilde geri kalmasına sebep olmaz mıyız? Kafası karışmaz mı? Peki ya herkesten geç konuşursa?

Bu tip endişeler kulaktan dolma bilgilerden kaynaklanır ve zamanla birer mit haline dönüşmüşlerdir.

Okumaya devam et “Efsane Avcılığı: İki Dilli Çocuk Yetiştirmek”

Share

Yanlış Soru Düşünmeyi Engeller mi?

soru sormak1Soru sorma düşünmeyi ateşleyen bir yöntem olarak kabul edilir. Çünkü düşünme bir konu üzerinde sorular sorulmaya başlandığı andan itibaren oluşmaya başlar. İyi bir eğitimci, öğrenciyi düşünmeye sevk edecek uyarıcı sorular sormak zorundadır. Yani soracağı sorular düşünmeyi ateşleyici nitelikte olmalıdır. Yüzeysel sorular, yüzeysel anlamaya ve yüzeysel cevaplar vermeye yol açar. Bu durum öğrencinin düşünmesini engeller.

Örneğin, “1. Dünya Savaşı kimler arasında oldu ve bu savaşı kim kazandı?” sorusu, yüzeysel bir sorudur ve ezber bir bilgidir. Öğrenci bu bilgiye sahipse cevap verir yoksa veremez. Bu soru öğrenciyi düşünmeye sevk etmez.
Ama onun yerine;
“Eğer Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı’nı kazansaydı ne olurdu?” sorusu, daha kaliteli ve düşünceye sevk eden, araştırmaya yönlendiren ve öğrenmeyi gerçekleştiren bir soru olurdu.

Okumaya devam et “Yanlış Soru Düşünmeyi Engeller mi?”

Share

Hayatın Ritmini Yakalayın…

hritm4“Yetenek olağandır. Yeteneği besleyip geliştirecek çevreyi bulmak olağan değildir. Her çocuk pek çok yeteneğe yatkın doğar. Eğitimin gizi bu yetenekleri ortaya çıkaracak çevrenin yaratılmasında ve geliştirilmesindedir.”

Japon müzik eğitimcisi Suzuki yetenek ile eğitim ve çevre ilişkisini bu şekilde kuruyor. Eğitimde müziğin özgüveni, karakteri, beyin ve duygular arasındaki koordinasyonu, iletişim becerilerini, dinleme becerilerini, hafızayı ve dil becerilerini geliştirdiğini biliyoruz. Araştırmalara göre müzik, çocukların seslerini ve kelimelerini geliştirmenin en iyi yolu!

Bireysel başarılar da şüphesiz yaşanılan çevrenin genel iklimiyle çok paraleldir. Evet, başarıda kişinin kumaşının kalitesi büyük etkendir ama içine doğulan toplumun belirleyici etkisi göz ardı edilemez. Bunun böyle olduğunu ortaya koyan pek çok değerli çalışma var. Malcolm Gladwell, Outliers adlı kitabında bu durumu “ekolojiyle” şöyle izah eder:

Okumaya devam et “Hayatın Ritmini Yakalayın…”

Share

Kendi Potansiyelini Gerçekleştiren Çocuk Şampiyondur…

Çocuğun Yapabileceği Yanlış Seçimler :
spordali4 (1)Çocuk bazen yapacağı sporu yanlış düşüncelere dayanarak seçer. Çocuk televizyonda ve gazetelerde başarısının en yüksek seviyesinde iken gördüğü sporcuları ideal olarak alır ve bunların yaptığı sporu yapmaya çalışır. Bu seçtiği sporun kendisine uygun olup olmadığını sorgulayamaz. Hele bir de medyanın kendisine idol olarak gösterdiği bu kişiyi tam anlamı ile taklit etmeye çalışır ise spora aşırı konsantre olma sonucu spor dışındaki hayatını, sosyalleşmesini, diğer eğlence ve zaman geçirme unsurlarını unutur. Hâlbuki anne ve baba çocuğu pek çok sporcunun aşırı başarı isteği ile çocukluk çağının yaşayamadığı konusunda uyarmalıdır.

Aşırı rekabet duygusu çocukta belli bir devrede normal sayılsa bile sporaspordali (4) yeni başlayanlarda normal olarak kabul edilmez. Mutlak başarı amacı ile uygulanan ağır antrenmanlar pek çok sporcunun sakatlanması ve sporu bırakmasına neden olmuştur. Ayrıca çocuk bazen yapacağı spora tam olarak karar veremeyip uzun arayışlara girer ise asıl yeteneğini göstereceği sporu hiç bulamayabilir. Kendisine uygun sporu bulduğu halde arayışlar içine giren çocuk esas fırsatı daima teper.

Okumaya devam et “Kendi Potansiyelini Gerçekleştiren Çocuk Şampiyondur…”

Share

Düşünce Haritaları…

Beynimiz
dh1İnsan beyni sahip olduğu potansiyel ile ortaya konulan her yeni araştırmayla insanlığı tekrar tekrar şaşırtmaya devam ediyor. Bugün yapılan son araştırmalar gösteriyor ki 1300 g ‘lık bir et parçasından çok daha fazla şeyi ifade eden beynimizin bize sunduğu potansiyeli hak ettiği şekilde kullanamıyoruz.

İnsan beyninin sahip olduğu inanılması güç potansiyel ile ilgili Moskova Üniversitesi Profesörü Petr Kouzmich Anokhin “ İnsan beynindeki nöronun 10 milyar beyin hücresinin her biri, 1.1028  sayıda bağlantı kurma ve diğer beyin hücreleri ile bilgi alışverişi becerisine sahiptir.” demiştir.

Tek bir beyin hücresinin bu denli bir potansiyele sahip olduğu beynimizle yapabileceklerimizi hayal etmemiz imkânsızdır.

Okumaya devam et “Düşünce Haritaları…”

Share

Çocuklarıma evde İngilizce öğretmeye nasıl başlarım?

evde ing1Birçok ebeveyn evde çocuklarına İngilizce öğretmek istiyor, ama nasıl ve nereden başlayacağını bilmiyor. İngilizceniz mükemmel olmayabilir, bu önemli değil. En önemli şey hevesli olmanız ve çocuklarınıza cesaret verip, onları motive etmeniz aslında. Çocuğunuz sizin istekliliğinizi ve coşkunuzu örnek alacaktır. Çocuğunuz hemen İngilizce konuşan başlamazsa endişelenmeyin. Bir dili özümsemek için belirli bir miktarda zaman gerekir. Sabırlı olun, çocuğunuz ‘kendi zamanında’ İngilizce konuşmaya başlayacak.

Bir Rutin Oluşturun
Evde İngilizce için bir rutin oluşturun. Uzun süreli ve seyrek aralıklı olanlardansa; daha kısa süreli ve sık oturumların olması daha iyidir. On beş dakika küçük çocuklar için yeterlidir. Çocuğunuz büyüdükçe konsantrasyon süresi artar, sonrasında yavaş yavaş uzun oturumları yapabilirsiniz. Çocuğunuzun dikkatini canlı tutmak için kısa süreli ve çeşitli aktiviteler yapmaya özen gösterin.

Okumaya devam et “Çocuklarıma evde İngilizce öğretmeye nasıl başlarım?”

Share

Çocukları Çok Kıskanıyorum…

cocuklar_icin_dramaBiz yetişkinler ya gelecek için endişeleniriz ya da geçmiş adına pişmanlıklar duyarız. “Şimdi” yoktur bizler için. Aslında hepimiz boşa üzülmenin bize bir faydası olmadığının farkındayızdır. Ama yine de kendimize engel olamayız. Sanırım bu büyümenin bedeli…

Okumaya devam et “Çocukları Çok Kıskanıyorum…”

Share

Neden Yalan Söylüyor? Niçin Çalıyor?

YALAN SÖYLEME

Unsincere child with long nose

İnsanların üç farklı dünyası vardır: Uyku ve rüya dünyası, hayal dünyası, gerçek dünya. Sağlıklı bir yetişkinde bu üç dünya birbirinden net çizgilerle ayrılmıştır yani hiçbir sağlıklı yetişkin hayal kurduğu şeyi gerçekmiş gibi anlatmaz. Oysa ilk 7 yaş döneminde çocuklar bu üç dünyayı birbirinden ayırt edemez. Onlar için hayal dünyası tıpkı gerçek dünya gibidir. Yalan söylemek insanların korkularının ve kaygılarının ürünüdür, bir hatayı gizlemek amacıyla gerçeğe uygun olmayan girişimde bulunmaktır. Çocukların yalanları yetişkinlerin yalanlarının yanında masum kalır; çünkü onların yalanları aldatma amacı gütmez. 7 yaş öncesinde söylediği gerçekdışı sözler ve olaylara yalan damgası vurmak doğru değildir. 3-4 yaş çocuğunun inanılmayacak öyküler uydurması ve hayali arkadaşlarının olması doğaldır ve gelişim özelliklerinin yolunda gittiğini gösterir. Çocuk hayal gücü geniş olduğu sürece başarılıdır. Çocuk Okumaya devam et “Neden Yalan Söylüyor? Niçin Çalıyor?”

Share

13 tips for teaching the children a second language

Ciao-1
  1. Learn by doing. Play grocery store, make a snack, or take a walk. While you are interacting with the children during these activities, speak a second or third language (Dryden & Rose, 1995)
  2. Reinforce with pictures and sounds. Say the sounds of the language thatlearn_english accompany a picture in a playful way. For example, “A is for apple” (Dryden & Rose, 1995; Dryden & Vos, 1997).
  3. Learning should be fun. The more fun it is to learn a language, the more a child will want to stay with it. Learning while playing is the best way to learn because it creates emotional attachments, and emotion is the door to learning (Jensen, 1994; Dryden & Vos, 1997; Dryden & Rose, 1995).
  4. Learn in a relaxed but challenging state. Never stress a child. Current research shows that 80 percent of learning problems are stress related (Stokes & Whiteside, 1984).
  5. Learn with music and rhythm. Music is one way to use the whole brain. Do you still remember the songs you learned in early childhood? Most people do because lyrics combined with music are easier to learn (Lozanov, 1978; Campbell, 1997; Brewer & Campbell, 1998).
  6. Foreign-Language-AppsLearn with lots of movement—use the body and the mind together. The brain and the body are one. However, the traditional education system encourages students to sit all day long. Now we know that we learn more when we move as we learn. Encourage children to dance and move to the rhythm when learning a second or third language (Gardner, 1983; Doman, 1984; Dryden & Vos, 1997).
  7. Learn by talking to each other. Having students practice a language by talking to each other over a meal, for example, is a great way to learn (Gardner, 1983; Dryden & Vos, 1997).
  8. Learn by reflecting. It is important to let children take time to “simmer.” There is a dormant stage to language learning. First children absorb the language. Later they begin to speak (Krashen, 1992).
  9. Link numbers and words in a playful way (Dryden & Rose, 1995).”The more you link, the more you learn” (Vos, 1997). Anything can be linked when learning a second language, including numbers and new vocabulary words (Dryden & Vos, 1997). For example, reciting the numbers from one to ten in Spanish in rhythm is a fun way to begin language learning – “Uno, dos, tres, cuatro, cinco, seis, siete, ocho, nueve, diez.”
    How to Count in Japanese—and Learn by Doing
    English           Japanese           Sound              Action
    one                   ichi                  itchy                Scratch your
    two                   ni                     knee                knee.
    three                san                   sun                  Point to the sky.
    four                  shi                    she                  Point to a girl.
    five                   go                     go                    Walk
  10. Learn by touching (Dryden & Rose, 1995).Do little finger rhymes in a second language. While you sing or say “Itsy, bitsy spider” have the fingers of each hand touch another finger, as if the spider is climbing.
  11. Learn by tasting (Dryden & Rose, 1995).Have youngsters celebrate language learning by eating foods and saying the food name in the new language.
  12. Learn by smelling (Dryden & Rose, 1995).Play smelling games. Hide objects in a sack, and have the children guess what is inside. Encourage them to say the new word in the language they are learning.
  13. Use the whole world as your classroom (Dryden & Vos, 1997).Turn every outing into a learning experience. You can learn a new language while counting oranges; comparing leaves; classifying different birds, food, or anything that interests the children.

Okumaya devam et “13 tips for teaching the children a second language”

Share