Yazın Öğrenmeye Ara Verince Neler Oluyor?

Çocukların iple çektiği yaz tatilinde eğer gerekli tekrar aktiviteleri ya da yeni öğrenme ortamları sağlanmazsa, neler olabileceğini aşağıdaki istatistiklerde de görebiliyoruz. Zaten hepimizin bildiği öğrenmeye ara verilince öğrendiklerinizi unutursunuz gerçeğinin rakamlarla ortaya konulduğu bu çalışmada aslında durumun sandığımızdan daha ciddi olduğu çok açık.

Öyleyse ne yapmalıyız?

Sene içinde verilen emeklerin büyük oranlarda çöpe gitmesini bir nebze olsa da engelleyebilir miyiz?

Hem de tatilin keyfini çıkarmaya ara vermeden?

Yaz Tatili Süresince Öğrenme Kaybını Engellemek için 10 Öneri:

Aşağıdaki tabloda haftada 2-3 saatin öğrenme kaybını önlemek için yeterli süre olduğunu söylüyor. Bunu günde 20 dakika olarak düşünelim. Küçük çocuklar için 20 dakikayı da 10’ar dakika olarak ikiye bölebilirsiniz.

Günde 20 dakika ile bu tabloya meydan okuyabilirsiniz!

Peki deniz, kum, güneş ve oyundan 20 dakika bile olsa uzaklaşmaları için ne yapabiliriz?

İşte size birkaç öneri:

5parmaktesyeniyislah1. Her gün en az 10 dakika kitap okuduğundan emin olun. Bundan keyif alması için doğru kitabı seçmesine yardımcı olabilirsiniz. Okuduğu şey ona keyif vermiyorsa bir işkenceye dönüşür! 5 Parmak Testini görmek için resmin üstüne tıkayın.

a2. Bir araştırmaya göre günde 20 dakika kitap okuyan bir çocuk, 6. sınıfın sonuna geldiğinde 1.800.000 kelime öğrenmiş oluyor! Her yerde kolaylıkla bulabileceğiniz mutfak zamanlayıcıları ile bu aktiviteye biraz motivasyon ekleyebilirsiniz.

3. Okumayı sadece kitaplarla sınırlandırmak durumunda değilsiniz tabii, raflarda birbirinden ilginç ve eğitici dergiler de mevcut!

4. Pasif zamanları değerlendirin! Arabada, plajda ya da yemeği beklerken, okuldan eve getirdiği ders kitaplarından ya da defterlerinden birini çocuğunuza verebilir ve göz atmasını isteyebilirsiniz.

5. En iyi tekrar yöntemlerinden biri ANLATMAKTIR. Göz gezdirdiği yerlerden size ilginç olanları anlatmasını isteyebilirsiniz ya da bir soru sorarak hafızasını tazelemesini.

6. Tabloda matematikle ilgili acı gerçekleri gördük. Matematiği her fırsatta hayata katmaya çalışın. Bu etrafınızdaki nesneleri saymak da olabilir, yemek sırasında basit bir problem yaratıp çözmeye çalışmak da! Aşağıdaki internet sitesi eğlenceli matematik oyunlarıyla dolu, bir göz atmak isteyebilirsiniz.

b

7. Kulağa sıkıcı gelebilir ama bir günlük tutmasını sağlayın. Eğer böyle bir ödevi varsa ne ala; yoksa da her gün yazması bir zorunluluk değil, istediği zaman yazmasını sağlayın. Bugün bunu yaptım yerine, o gün olan en ilginç olayı anlatmasını ya da öğrendiği bir bilgiyi paylaşmasını isteyin. Ayrıca günlükler hedefleri yazmak için de bir araç olabilir. Bugün şunu gördüm ve yaz sonunda bununla ilgili şunu yapacağım gibi.

8. Araştırmalar yaz süresince haftada bir kez yapılan yaratıcı yazı çalışmalarının önemini vurguluyor. Bu linki tıklayarak, yabancı kaynaklardan derlenmiş birbirinden harika yazı yazma örneklerine ulaşabilirsiniz!

9. Haftada en az bir geceyi ‘oyun’ gecesi ilan edin. Scrabble, Bingo, Adam Asmaca ya da kart oyunları gibi oyunlar oynayın. Oynadığınız tüm oyunlar eğitici olsun – çocukların bunu bilmesine gerek yok!

10. Çocuğunuzun okula döndüğünde anlatacak hikayeler topladığından emin olun. Yaza eğlence katın, farklı yerler gezin, araştırmalar yapın. Bunları günlüğüne yazmasını isteyin, yanına da o günü temsil eden minik bir resim yapmasını isterseniz yaz tatilinde sanatçı ruhun yanınızdan ayrılmamasını da sağlamış olursunuz.

Yasemin İSLAH
İngilizce Öğretmeni, Öğretmen Eğitmeni

KALEV İlkokulu

yazin

Share

Çocuğumuzun Yaşamında İletişim Engelleri Oluşturuyor muyuz?

Çocukluk çağı bir süreçtir. Bu süreçte bir çocuk sürekli değişim içinde yetişir, büyür, gelişir… Peki, biz yaşamımızın bu en güzel, özel filizi gelişirken onu nasıl koruyup kollamaya çalışıyoruz acaba…

ebeveyn-tutumGelişimi, güçlenmesi, tüm etkenlere dirençli olabilmesi için ona kazandırdıklarımız, kattığımız değerler acaba onu olumlu mu beslemekte? Biz yetişkinler, yapılandırma ve yönlendirmelerimizi yaparken, çocuklarımızı tanıyor muyuz, anlıyor muyuz? Başka bir bakış açısıyla, kazandırmak istediklerimizle, onların yüreklerine dokunmuş oluyor muyuz?

Hep en iyisi olsun diye düşünürüz. Sıradan olmasınlar isteriz. Bunu isterken, yaşamını, hayata bakışını ve en önemlisi arkadaş ilişkilerini etkilemiş olmaz mıyız? Yaşamla mücadele etmesini, zorluklardan yılmamasını, güçlüklere direnci, insan sevgisi ve değerleri nasıl verebiliriz veya ne yapmamalıyız ki onlar üzerindeki etkilerimiz hep olumlu yönde olabilsin?

Okumaya devam et “Çocuğumuzun Yaşamında İletişim Engelleri Oluşturuyor muyuz?”

Share

Değerler Eğitiminde Ailenin Rolü…

degerler (1)Okul öncesi dönem, çocukların değerler eğitiminin temelinin atıldığı en önemli dönem olma özelliğindedir. Değerler değişmez ilkeler olmakla beraber yaşanılan çevre, kültürel özellikler, deneyimler, eğitim gibi pek çok değişkenle farklılığa uğrayabilmektedir.

degerler (3)İyi bir değerler eğitiminin akademik başarıyı da etkilediği, yapılan araştırmalar sonucu görülmüştür. Eğer bir çocuğun okula başladığında sorumluluk, kendini kontrol gibi kişilik özelliklerinde uygun gelişme varsa, okul başarısının da olumlu etkilendiği görülmektedir. Saygı, sevgi gibi değerler ise çocuğun sosyal yaşamını etkileyen ve gelişimini sağlayan değerler olarak görülmektedir. Okumaya devam et “Değerler Eğitiminde Ailenin Rolü…”

Share

Çocukların Sorumluluk Kavramını Öğrenmesi için Küçük İpuçları…

Sorumluluk nedir? Kişinin kendine ve başkalarına karşı yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini, zamanında yerine getirmesi bilincidir. Çok küçük yaştan itibaren öğrenilen ve gelişen bir beceridir.

sorumluluk (3)Acaba nasıl sorumluluk sahibi bireyler yetiştirebiliriz?

Öncelikle okul öncesi dönemde küçük ipuçları ile önemli davranış kazanımları ya da davranış değişiklikleri yaratabiliriz.

Peki nasıl? Okumaya devam et “Çocukların Sorumluluk Kavramını Öğrenmesi için Küçük İpuçları…”

Share

Oyun yalnızca eğlence midir?

oyun (3)Bebek ve çocukların gelişimleri sırasında olgunlaşma ve sosyal boyutun erken gelişmesinde oyunun önemi belirgindir. Ayrıca içinde yaşanılan kültürün önemli etkilerinden olan araştırma duygusunun ve kurallara uymanın öğrenildiği ve geliştirildiği yer de oyunlardır. Oyunlar önce bebeğin kendi bedensel duyumlarının araştırılması şeklinde çok küçük bir alanda başlamakta, sonra yakın çevresi içinde sürmekte ve daha sonrada büyük sosyal ortamlarda gerçekleştirilmektedir. Bebek, çocuk, ergen ya da yetişkin bir kişinin neden oyun oynadığı sorusunun birçok yanıtı vardır. Bunlardan birincisi, içten gelen enerjinin boşaltılması için oyun oynanmaktadır. İkincisi, türe özgü davranışların çok uzun bir süredir aktarılmasına ve sürdürülmesine yardım etmektedir. Bu görüşe örnek olarak, kedi yavrusunun fare yakalamadan önce bir şeylerle oynaması ya da kız çocukların bebeklerle oynayarak annelik alıştırması yapmasını verebiliriz. Üçüncü yanıta göre oyun, gelecekteki becerilerin geliştirildiği bir alan olarak görülebilir. Okumaya devam et “Oyun yalnızca eğlence midir?”

Share

Çocukları “Daha Erken ve Daha Hızlı” Öğrenmeleri İçin Zorlamak Gelecekte Onlara Ne Kazandıracak?

17053Bir zamanlar öğretmenlik yaptığım disiplin ve başarı odaklı bir okulda, en küçük çocuklar bile tipik bir okul gününe aynı şekilde başlardı: Okul marşını ezbere okuyarak. “Ben bir …. öğrencisiyim!” diye söylemeye başlardı 200 çocuk birden. Müdür masaların arasında dolaşırken, bir taraftan da çocukların onun hareketlerine göre başlarını çevirip çevirmediğini ve onu gerçekten takip edip etmediklerini kontrol ederdi. Eğer bir çocuk kendini tutamayıp kıkırdarsa, derhal Sessiz Alana gönderilirdi.

“Kim olduğumu, kim olacağımı ve hayatta ne yapacağımı belirleyebilecek güce sahibim.” Başparmaklarıyla göğüs kafeslerini işaret ederlerdi, kollarını uzatıp sonra da aynı anda ellerini yumruk yaparlardı. “Mükemmelliğe ulaşmaya odaklanacağım.” Okumaya devam et “Çocukları “Daha Erken ve Daha Hızlı” Öğrenmeleri İçin Zorlamak Gelecekte Onlara Ne Kazandıracak?”

Share

Yanlış Soru Düşünmeyi Engeller mi?

soru sormak1Soru sorma düşünmeyi ateşleyen bir yöntem olarak kabul edilir. Çünkü düşünme bir konu üzerinde sorular sorulmaya başlandığı andan itibaren oluşmaya başlar. İyi bir eğitimci, öğrenciyi düşünmeye sevk edecek uyarıcı sorular sormak zorundadır. Yani soracağı sorular düşünmeyi ateşleyici nitelikte olmalıdır. Yüzeysel sorular, yüzeysel anlamaya ve yüzeysel cevaplar vermeye yol açar. Bu durum öğrencinin düşünmesini engeller.

Örneğin, “1. Dünya Savaşı kimler arasında oldu ve bu savaşı kim kazandı?” sorusu, yüzeysel bir sorudur ve ezber bir bilgidir. Öğrenci bu bilgiye sahipse cevap verir yoksa veremez. Bu soru öğrenciyi düşünmeye sevk etmez.
Ama onun yerine;
“Eğer Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı’nı kazansaydı ne olurdu?” sorusu, daha kaliteli ve düşünceye sevk eden, araştırmaya yönlendiren ve öğrenmeyi gerçekleştiren bir soru olurdu.

Okumaya devam et “Yanlış Soru Düşünmeyi Engeller mi?”

Share

Çocuklar Yazarken Eğlensinler…

Her yaşın, her dönemin kendine has zorlukları var. İlkokulun aşılması gereken ilk zorluğu da kuşkusuz okuma-yazma öğrenmek. Özellikle bilgisayarların yaygınlaşmasıyla ekran ve tuşlar, kağıt kalemin yerini aldı. Hâl böyle olunca da yazı yazmak, özellikle de güzel, okunaklı bir el yazısına sahip olmak eskisinden de zor artık. Bu yüzden çocukların yazı yazmayı öğrenmelerini kolaylaştırmak ebeveynlere düşüyor. Okumaya devam et “Çocuklar Yazarken Eğlensinler…”

Share

Okul Öncesi Dönemde Oyun ve Arkadaşlık İlişkileri

cocuk_oyun_hayalOyun tarihler boyunca süregelmiş ve etkinliğini hiç yitirmemiş bir aktivitedir. Kültürden kültüre farklılıklar gösterse de evrensel bir yanı vardır oyunun. Hayatımızın her döneminde var olan oyun, özellikle erken çocukluk eğitiminin de en önemli parçasıdır.

Okumaya devam et “Okul Öncesi Dönemde Oyun ve Arkadaşlık İlişkileri”

Share

Çocuğum Kitap Okumayı Neden Sevmiyor?

2En sık karşılaştığım sorulardan biridir “Öğretmenim bizim çocuk neden hiç kitap okumuyor?” sorusu. Böyle bir soru karşısında veliye ilk sorduğum soru; “Siz okuyor musunuz” dur?

Okumaya devam et “Çocuğum Kitap Okumayı Neden Sevmiyor?”

Share